18 Nisan 2015 Cumartesi

ARKEOLOJİK KAZILARDA BULUNTULARA YAPILACAK İLK KORUMA VE ONARIM

ARKEOLOJİK KAZILARDA BULUNAN ESERLERE YAPILACAK OLAN İLK KORUMA VE ONARIM

Arkeolojik kazılarda, alan çalışmalarının yanında yürütülen atölye çalışmaları kazıya yön vermeleri açısından çok önemlidir ve yaptığınız kazıda nerede olduğunuzu size atölye çalışmalarının sonucu olan değerlendirmeler gösterir. Hangi kotlarda hangi tabakaları kazdığınız, tabakalar arasındaki geçişler ve buluntu istatistikleri; alan çalışmalarının sağlıklı yönlendirilmesini sağlar. Kent arkeolojisi kapsamında yapılan kazılarda; atölye çalışmasının en az yapılan arkeolojik kazı kadar önemli olduğu bir gerçektir. Aslında arkeolojik kazı; tabaka ve buluntulardan elde edilen verilere dayanarak yorum yapabilmektir, define arayıcılarının mantığı ile sadece kazmak, ne olduğunu anlamadan bırakmak değildir. Daha doğrusu kazı yapılan alanda daha önce yaşamış kişilerin kim oldukları, kaç nesil yaşam olduğu, zengin mi fakirler mi, ne işlerle meşgul olmuşlar, ne yemişler, hangi dine mensuplar, neye inanıyorlar, Savaşmışlar mı yoksa hastalık veya eceli ile mi ölmüşler, bunların cevapları atölye çalışmaları sonucunda belli olur. Kazıyı yönetenler de bu verilere dayanarak yorum yapabilirler. Burada önemle üstünde durulması gereken bir nokta vardır:  Kazılarda elde edilen eserlerin restorasyon ve konservasyon çalışmaları mutlaka uzman kişilerce yapılmalıdır fakat  eserler üzerindeki çalışmalar genellikle sadece kazı atölyelerinde, çoğu da öğrenciler tarafından yapılmaktadır ama bu da sevindiricidir. Çünkü pek çok müzede maalesef bu eserlerin koruma ve onarımını yapacak laboratuar ve bu konuda eğitim almış kişiler yoktur. Bu itibarla kazılarda yapılan atölye çalışmaları çok önemlidir ve kazı atölyelerinde restorasyon ve konservasyon konularında eğitim almış kişilerin çalıştırılması şarttır.
Kazılarda ortaya çıkarılan eserlere yapılacak ön koruma ve onarım işlemleri sırasında kimyasal maddelerle yapılan korumalardan ve müdahalelerden, konunun uzmanı kişiler tarafından yapılmıyorsa, kaçınılmalıdır çünkü kontrolsüz yapılacak kimyasal uygulamaların İlk anda başarılı sonuçlar verdiği düşünülse de geçen zaman ile eserin üzerinde geri dönüşü olmayan tahribatlara yol açabilmektedir. Bu nedenle öncelikle mekanik yöntemler tercih edilmeli ve uygulanacak metodlar öncelikle etüdlük eserlerde denenmelidir. Örneğin; tarihleme yapmak için elzem olan sikkelerin üstünde oluşan tabaka, dikkatli şekilde ve kontrollü olarak alınmalıdır. Yine cam eserlerin, bulunduğu ortama yakın koşullarda bir ortamda saklanarak oluşacak yeni irizasyon tabakalarının önlenmesi daha sonra koruma çalışmalarına geçilmesi ile sağlıklı sonuçlar elde edilebilir. Keramik eserlerde, tüm olanlarda temizleme ve sağlamlaştırma çalışmalarından sonra paketlenip müzeye sevk edilmesi ve müze depolarında da uygun ortamlarda saklanması gerekmektedir.
Kazı atölyelerinde yapılacak esas çalışmanın etüdlük eserler üzerinde olması gerektiğini düşünmekteyim çünkü bu malzemelerin içinde tümlenecek eserlerin parçalarının bulunmaktadır. Peki her eser tümlenmeli midir? Bu da ayrıca tartışılacak konudur. Kanımca devrinin özelliklerini verecek, benzeri az olan eserlerin restorasyonu, diğerlerine göre öncelikli olmalıdır.
Kazı sırasında kırık halde ortaya çıkarılan keramik esere ait parçalar, bir pakete konulur ve içine bulunduğu açma ve kotu belirten etiket de konur. Bu paketleme, tabii ki onarıcıya kolaylık sağlar. Uygun yapıştırıcı ile yapıştırma aşamaları takip edilerek yapıştırılır. Burada zor olan ise; kendi içinde açmalara göre tasnif edilecek malzemenin içinde, tümlemeye uygun olacak parçaların, binlerce parçanın içinden seçilmesidir ki; işte burası büyük sabır gerektirir. Böylelikle tümlenebilecek parçaların saptanıp toplanarak kaybolmasının önlenir.
Üzerinde durulması gereken bir diğer nokta da: kazılar sonucu, nadir olarak ele geçen organik malzemelerden ahşap, bitkisel liflerden oluşan halat, kumaş, hasır vb. ve hayvansal malzemeler olarak tanımlayabileceğimiz fildişi, kemik, yün, deri gibi malzemelerin koruma ve onarımı nasıl olmalıdır. Bu malzemeler, kazılardan çok fazla elde edilemediği için bunlara yapılan müdahaleler genellikle su, alkollü su içinde bekletmek ve bazılarına kimyasal eriyikler uygulanmasıdır. Yenikapı kazılarında yoğun olarak elde edilen eserler, özellikle suya doymuş malzemelerin koruma ve onarımı üzerinde çalışmalar yapılması gerekliliğini göstermektedir. Bu nedenle, özellikle konservasyon çalışmalarında, kimyacıların ve koruma-onarım konusunda eğitim veren üniversite mezunlarının yer alması kaçınılmaz bir gerekliliktir.
Yenikapı kazıları, kapsadığı alan ve buluntuları itibarı ile çağın en önemli kazılarından biridir. Kazı sorumluluğunda bulunduğum yıllarda atölye yapılanmasının ne kadar önemli olduğunu bugüne kadar yaptığım kazılardan öğrendiğim için önce Marmaray kazısı için bir atölyenin nasıl olması gerektiği konusunda bir kroki çizdim. Bu basit çizimi, kazı mimarlarından Ebru Harman tarafından mimari proje haline getirildi. Gama Nurol ve DHL yetkililerine iletildi. Alınan olumlu yanıt sonucu uygulamaya geçildi. Prefabrik olarak inşa edilen yapı ortadan ikiye ayrıldı. Güney bölümde işçilerin kaba temizlik yaptığı betondan dökülmüş suyu alttan pimaşlarla bina dışına tahliye edilen yıkama yerleri ve muslukları ile karşısında daha hassas malzemelerin temizleneceği aynı tarzda yıkama yerleri oluşturuldu. Kuzey bölümünde sanat tarihçiler ve arkeologlardan oluşmuş bir grup tasnif ve belgeleme çalışmalarını yapmaktaydı. Batı bölümü ise giyinme yeri ve dolaplarına ayrıldı. Bu yapı Cuma günleri konusunda uzman kişilerin, kazı ekibini bilgilendirdiği seminer salonu olarak da kullanılıyordu. Ancak buradaki eksiklik onarım ve koruma çalışmaları için burada yer kalmamasıydı. Bunun için iki konteynır burada çalışacak iki restoratör ve konservatör için ayrıldı (O günlerde halat saklama dolap ve havuzları projelendirildiği halde yapılamamıştı. Ben kazıdan ayrıldıktan sonra yapıldığını öğrendim).
Yenikapı kazısının Metro tarafında ise daha sonra yine krokisini çizdiğim proje, kazı mimarı M. Baki AYDIN tarafından mimari çizime dönüştürüldü. Marmaray’da eksik olan bölümler burada bir çatı altında toplanarak daha sonra yapılacak kazılara örnek olacak bir atölye ortaya çıkarılmıştır. Bina içinde yıkama alanı, tasnif bölümü, restorasyon odası, konservasyon odası yine Cuma günleri konferans salonu gerektiği zaman kullanılan geçici depo gibi kısımları kapsıyordu. Bu toplantı salonu kazımızı ziyaret eden kalabalık ziyaretçi gruplarına bilgi vermek için brifing salonu olarak da kullanılıyordu. 
 Kazı alanından, plastik kasalar içinde gelen keramik ve taş benzeri çok kırılgan olmayan malzemeler, bina dışına yapılmış üzeri demir ızgaralı logar üstünde,plastik kasalarla getirilerek, hortumla yıkanır. Böylece çamurdan arındırılan malzemenin ön yıkaması yapılmış olur. Bina içindeki hazırlık bölümüne ön yıkaması yapılan açmalara ait plastik kasalar acillik durumuna göre ait olduğu açma sırasına göre dizilir. Atölye binasının ikinci bölümünde;hem tüm yıkamaya uygun buluntular ile özellikle müzelik değerde ve etüdlük malzemenin hassas yıkamasının yapıldığı ikinci bir yıkama ünitesi yer almaktadır. Yıkama ünitesini oluşturmak için beton kalıp hazırlanmıştır. Kalıp yıkama yerlerini derin ve birbirinden ayrı olacak biçimde planlanmıştır. Yıkama yerlerinin duvara yakın yerlerinde oluşturulan delikler aşağıdaki kanala pimaşla bağlanarak, kirli yıkama suyunu bina dışındaki logara akıtır. Yıkama yerlerinin üstünde, uygun yükseklikteki musluklardan yıkama işlemi için su akıtılabilir.Buradaki yıkama yalakları gerektiğinde,deliği tıkanarak,suyun dolması sağlanır.Yıkanacak malzemeler içinde bekletilerek,üstünde ve içinde biriken kirin ,çamurun yumuşaması sağlanır.Daha sonra,çok sert olmayan,plastik bir fırça yardımı ile yıkama yapılır. İstenildiğinde hassas yıkamalarda bu alanda yapılabilir. Burada amaçlanan yıkama işi yapan elemanın mümkün olduğu kadar yerinden kalkmamasıdır.
 Bu ünitenin karşısında yer alan, kurumamış keramiğin ayrıştırıldığı alandır.Burada amaçlanan ise kurutulmadan önce; etüdlük veya müzelik değerde olmayan eserlerin ayrılarak, çuvallanıp gerekli bilgiler bir etiketle içine konulup gömü alanına gönderilmesidir. Bu işlemle hem yerden hem de yoğun gelen buluntu kalabalıklığını baştan elemektir. Üçüncü oda kaba ayrımı yapılan keramiğin, ait olduğu dönemlere ayrılmasının yapıldığı ve tümlenebilecek parçaların ayrı olarak toplanarak kasalara konup onarım odasına sevkinin yapıldığı birimdir. Bu bölümü takip eden her iki oda depo alanları olarak planlanmıştır. Bunu takip eden bölüm onarım ve koruma (restorasyon ve konservasyon) alanıdır. Buradan da hem ofis hem de toplantı salonu olarak kullanılan geniş alana geçilir. Bu yapının güvenliği için sadece iki yerde demir kapı düşünülmüştür. Bir tanesi ana girişte diğeri toplantı salonundan dışarı açılmaktadır. Her bölüm arasındaki kapılarla bağımsız hale gelebilmektedir. Toplantı ve yıkama odası haricindeki pencereler çatıya yakın ve ufak  olarak yapılmıştır. Bu önlemler ile eserlerin müzeye nakli yapılana kadar atölyede bulunan malzemelerin güvenlik ve sağlığı ile ilgili geçici tedbirler alınmıştır.
 Sonuç olarak; Kent arkeolojisi kazılarında bu tipte atölyeler oluşturulmaması, istenmeyen karışıklıklara sebep olmaktadır. Ayrıca kazılardan,  kazı atölyeleri sayesinde, merkez laboratuarına onarım ve korunması için ne kadar az eser gönderilirse, bu merkezlerin çalışmasını o ölçü de rahatlatacaktır. Özellikle Anadolu’da yapılan kazılarda; daha gelişkin atölyeler kurulması şarttır. Aksi halde buluntular, bağlı bulunduğu müze depolarında uzun yıllar kalacaktır. Bunun sonucu olarak onarım ve herhangi bir koruma önleminden yoksun kalacaklardır. Bu itibarla kazılardaki atölyelerde yapılacak ilk müdahaleler önemlidir.  İstanbul’da bulunan Restorasyon ve Konservasyon Merkez müdürlüğü gibi kurumların ülkemiz içinde en az beş bölgesel merkez de daha oluşturularak, tüm buluntuların koruma ve onarımlarının yapılıp, tüm insanların görebilmesi için sergilenmesi en büyük umudumdur.
Resim 1. Genel görünüm




Resim 2. Hazırlık bölümü




Resim 3. Yıkama





Resim 4. Malzeme seçim ve tasnif odası

Metin Kutusu:  Resim 5. Ofis ve toplantı salonu



Resim 6. Yıkama planı


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder